Sevgi Deyince Sadece Aşk Mı Aklınıza Geliyor?!!!

   
Bugün sevgi ile ilgili bir şeyler yazmak istedim.(Birde bir şeyi kanıtlamak istedim . kanıtlamak istediğim şeyi en son paragrafta yazacağım. ) Ama öyle aşk filan değil. Daha az yoran, daha sıcak, daha gerçekçi....Anneye, abiye, (babaya), halaya, teyzeye, komşuya, bakkal amcaya, duraktaki yaşlı teyzeye... Sadece insanlara değil, ağaçlara, bulutlara, denizlere, rüzgarlara, serçelere, eriklere, tahterevalliye, çimlere uzanmaya, arkadaşınla deliler gibi gülmeyi, gece gökteki yıldızları, dalgaları, geçmişi hatırlayıp iç çekmeyi, çocukluğu, çocukları, akraba gezmelerini, oyun oynamaktan akşama kadar eve girmemeyi, bağıra bağıra şarkı söylemeyi, kitapları, arabaları, pazar filmlerini, Kemal Sunal filmlerini, masumiyeti... Her şeyi sevmeyi....

Sevginin değerini anlamak, herkese nasip olmuyor. Bence sevgi bu dünyada bize Allah tarafından bahşedilen en güzel hediye...Şunları düşünün ; sımsıkı sarılarak annemizi öpmeyi o kokusunu burnumuza çekmeyi, arkadaşlarımızla yan yana iken hiç bir şey yokken gözlerimize bakarak gülmeyi, kuzenlerle sabahlara kadar eğlenmeyi, teyzen ile dertleşmeyi, namaz kıldıktan sonra derin bir huzurun içini kaplamasını, bakkal amcanın sana küçük bir hediye vermesini, sevdiğin sanatçıyı ya da şarkıyı akşamlara kadar dinlemeyi, dersine girmesini beklediğin deliler gibi sevdiğin hocanı, yaşlılar ile muhabbet edip o kadar yaş farkına rağmen anlaşmayı, annenin sana tatlı yaptığı anı, annenin sana en sevdiğin yemeği yaptığı anı, en sevdiğin oyuncağı aldığın küçüklüğünü, ilk okula başladığın günü, ilk okul alışverişini ve daha sonraki okul alışverişlerini, komşu teyzelerin yanaklarını öpmesini, en sevdiğin arkadaşının ailesinin seninde ailen olmasını, akrabalarda kaldığını, heyecandan uyumadığını, sabah denize gitmek için deli gibi hazırlandığını, sınıfça pikniğe gittiğin günleri, yolda ummadığın birini görüp giderdiğin hasreti düşün ....


Mahalledeki düğün günlerini, halayın en sonunda saçma saçma halay çektiğin çocukluğunu, komşular ile pikniğe gittiğini, kötü bir olayda evinin dolup taşmasını, salıncak için can attığın günleri, miskette mars oynadığın günleri, kızların seksek oyununu bozduğun günleri, gece tüm çocuklar ile oynadığın saklambaç oyununu, ilk okulda karne gününü, beden derslerini heyecan ile bekleyişini, 23 nisan kutlamalarına hazırlanmayı, arkadaşlar ile paralarını birleştirip bir şeyler almayı, en sevdiğin televizyon dizisine hazırlanmayı düşün.

O kadar çoklar ki yaz yaz bitmez. Bitmemeli zaten.Türk olmaktan gurur duyduğum an bu, millet olarak çok temiz bir kumaşa sahibiz. O kadar kara günlere, acılara rağmen özlenecek ne kadar çok şey varmış değil mi? Sizde belki şimdi neler özlemişsinizdir? Bazen bir koku, ses , resim bana hatırlatır bu zamanları. Bugünde o zamanlardan biri...Kanıtlamak istediğim şeyde dünyada sadece aşk yok. Gördüğünüz gibi aşktan hiç bahsetmedim. Sadece aşka şarkılar yazılıyor, filmler çekiliyor ama daha ne aşklar var gördüğünüz gibi... İnsanlara sevgi deyince sadece aşk geliyor akıllarına ama yan komşunuz Makbule teyzeyi çok çabuk unutuyorsunuz.Gördüğünüz gibi bir kere bile aşktan bahsetmeden de dünyayı sevdik. Bu bahar aylarında aşktan dolayı çok üzülüyor arkadaşlarım bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Kendinize çok iyi bakın. :)

0 yorum:

Copyright © 2013 Sinedünya and Blogger Templates - Anime OST.