Minimalist Sinemanın Başyapıtı



              Sinema kitleleri harekete geçiren, en derinden etkileyen, hayatına yön veren, duygudan duyguya sokan bir soluk. Onunla iletişime geçeni içine çeken başka dünyaların ve insanların varlığından haberdar eden bir sanat. İran sineması ise bu sanatın hakkını tam olarak veriyor. İran en başta köklü bir tarihe, çok değerli bir edebiyata sahip. Şiirin hayat bulduğu coğrafya, şiiri güçlü olan bir yerde sinemada çok güçlüdür ve metaforlarla doludur.
               Ve İran sinemasının en önemli özellikleri; minimalist konularla büyük heyecanlar yaşatması, günlük hayattaki olayları en sade ve özel şekillerde bize sunmaları, profesyonel olmayan oyuncuların inanılmaz mimimalist oyunculukları, teknik imkansızlığın içinde  ortaya çıkardıkları öznel planlar, diğer figüran oyuncuların motivasyonu, hayatın siyasi, sosyal sorunlarını filmlerdeki arka planlara ince işçilikle yedirmeleri, ışık kullanımının akla en yatkın şekilde gerçekçi olmaları...

              İran sinemasının mihenk taşlarından biri Majid Majidi'dir. Yönetmenin bu güne kadar altı uzun metraj filmi bulunuyor. Majidi'nin o kadar güçlü bir sineması var ki, bir çift ayakkabı ile milyon dolarlar harcanmış bir filme kıyasla daha derin duygular yaşatabilecek bir sinema. Majidi, her filminde bize küçük şeylerden mutlu olmamız gerektiğini, şükretmemiz gerektiğini, sahip olduklarımızın kıymetini bilmemiz gerektiğini öğütler.
          "Cennetin Çocukları", "Serçelerin Şarkısı", "Cennetin Rengi", "Osama" ve "Baran" dünya sinema tarihinde yerlerini alan Majidi'nin değerli filmleri...
              "Baran" izlediğimizde bu Majidi'nin filmi diyeceğimiz, diğer filmlerine kıyasla metaforlardan ve göndermelerden arındırılmış, saf aşkı anlatan, içinde dönemin siyasi ve sosyal hayatını barındıran değerli bir film.. İran'da bir inşaatta çalışan genç bir çocuk ile Afganistan'dan göç edip İran'da yaşayan ve erkek kılığına girip aynı inşaatta çalışmak zorunda kalan genç bir kızın aşkı. Bu aşk bildiğimiz aşklardan değil, köklü İran edebiyatından süzülen bir aşk. Saf aşk... İran edebiyatında saf aşk her şeyden vazgeçmek ile mümkündür.  Filmde de vazgeçme ve erginleme hikayesi var. Aşkın en değerli en güzel hali. Majidi, bizlere  bu aşkı anlatırken hiç bir aykırılığa gerek duymadan, hiç bir cinsel öğeyi filmde barındırıp, günümüz aşk filmleri gibi aşkı tene hapsetmeyen bir yapıt sunuyor.


              Majidi bu aşkı bize öyle kuru kuruya da anlatmıyor, içinde dönemin sosyal ve siyasi yapısını içeriyor. Filmin girişinde; "1979'da Sovyetler Birliği, Afganistan'ı işgal etti. Sovyetler, 10 yıl sonra geri çekildiğinde, ülkenin eski halinden eser kalmamıştı. Bu yıkımla birlikte sonrasında başlayan iç savaş, Taliban rejiminin zalim saltanatı ve 3 yıllık kuraklık, milyonlarca Afgan'ın ülkelerinden kaçmasına yol açtı. Birleşmiş Milletler'in tahminine göre, İran şuan da 1,5 milyon Afgan mülteciye ev sahipliği yapıyor. Yeni neslin büyük bir kısmı, İran'da doğdu ve ülkelerini hiç görmediler." siyah ekrana yazılmış bu bilgilendirme yazısıyla karşılaşıyoruz. Majidi filmi izlerken bunları bilerek izlememizi istiyor. Filmde Afganistanlı bir mülteci olan Nejaf inşaattın ikinci katından  düşüyor. Yerine kızı Baran'ı erkek kılığına sokarak arkadaşı Sultan ile işe yolluyor. Baran adını Rahmat ile değiştiriyor, kız olduğunu saklayacak şekilde giydiriliyor. Afganistan'dan göç eden ailelerin savaş nedeniyle verdikleri zor hayat şartları bütün somutluğuyla karşımızda... Bir çok aile aynı maddi imkansızlıklarla karşı karşıya, filmde sıkça karşılaşıyoruz.
               Latif, inşaatta çay ocağından sorumlu... Hırslı, geveze ve herkesle kavga eden biri... Babası, inşaatın ustabaşı Mamer'e onu emanet etmiş. Rahmat inşaatta çalışmaya başlayınca ağır işlerde yapamıyor. Ve ustabaşı Mamer, Latifle Rahmat'ın görevlerini değiştiriyor. Bu durumu içine sindiremeyen Latif, bütün hırsı, öfkesiyle birlikte Rahmatla uğraşıyor. Rahmat'a zulmetmeye başlıyor. Bir gün Rahmat'ın kız olduğu gerçeğini görüyor. Majidi, Rahmat'ın kız olduğu gösterirken filmde etrafı dumanlar sarıyor ve Rahmat ilk inşaata girdiğinde de dumanlarla karşılaşıyoruz. Bu Majidi'nin film dili, o gerçekleri sığ bir şekilde vermekten yana değil, sinemasal bir dil ile bu sahnelere tanık oluyoruz. Latif, Rahmat'ın kız olduğunu öğrendikten sonra, zulmetmeyi bırakıyor. Tam tersi Rahmat'a her konuda yardım etmeye çalışıyor. Her daim izliyor, her yerde korumaya çalışıyor. Bundan sonra Latif'in kendinden vazgeçişine tanık oluruz. Ve bir erginlenme söz konusu... Latif kendini aşkın ellerine bırakırken  değişmeye başlıyor. Hırsları diniyor, daha çok iç dünyasına dönüyor, kendini dinliyor, fedakar bir insan oluyor. Biriktirdiği paralarını, günlerini herşeyini Rahmat için harcıyor. Müfettişlerin inşaata basması ile Rahmat inşaattan kaçıyor ve bir daha oraya çalışmak için dönmüyor. Latif'e ise geriye sadece Rahmat'ın saç tokası kalıyor. Devreye sinemada eşyalara yüklenen anlamlar giriyor, onu sevgilinin yerine koyması ve saf aşk... Latif, Rahmat'ı aramaya devam ediyor. Artık Latif'in hayatında bir amaç vardır ve kendini adamıştır. İran edebiyatı bu filmde hayat buluyor.

                 Majidi'nin her filminde tasavvufi bir ayrıntı barındırır, beşeri aşkın dışında Majidi için Allah aşkı çok özeldir ve her zaman yol göstericidir. Filmde ayakkabı boyacısının sözleri: "Yalnız yaşayan Allah’a komşu olur… Ayrılık öyle bir ateştir ki alevi yürek yakar." Allah aşkının güzel bir tasviri...

                 Filmin son sahnesinde yine Majidi kendi imzasını hissediyor, Rahmat ailesi ile Afganistan'a döner, Latif onları uğurlamak için oradadır. Rahmat arabaya binerken ayakkabısını düşürür, Latif giydirir. Burada Majidi, evrensel bir masal Külkedisine gönderme yapar. Majidi'nin işlediği konuda evrenseldir.

               Filmde karakterlerin kasvetli durumunu göstermek için kullanılan üst açılar, yakın planlar,doğal ışık anlatıma bütünüyle kendini bırakmış. Majidi toplumsal gerçekçiliği, sinemasal zekası ile hepimizin hayatında vakit ayırması gereken bir üstat.

Vizyondakiler...


Riddick
Vin Diesel’in başrolünde olduğu ve Karl Urban ile Battlestar Galactica TV serisi ile çıkış yapan Katee Sackhoff’un eşlik ettiği aksiyon bilimkurgu türündeki yapım, Riddick serisinin üçüncü filmi olma özelliğini taşıyor. İkinci filmin ardından bir kez daha ödül avcıları tarafından kovalanan Riddick ve evi sandığı gezegeninde yaşadığı karanlık ve kanlı macera yapımın temelini oluşturuyor. Çekimleri Kanada’da yapılan Riddick filmi, türün başarılı sayılabilecek örneklerinden bir tanesi.
***


Vay Başıma Gelenler
Daha önce TV serilerinin yönetmenliğini üstlenmiş olan Semra Dündar’ın yönettiği Vay Başıma Gelenler filmi, aynı zamanda dünyaca ünlü klarnet virtözü Hüsnü Şenlendirici’nin de ilk filmi olma özelliğini taşıyor. Bergama yöresinde çekimleri gerçekleştirilen film komedi ve macera türünde. Murat ve yakın arkadaşı Meto’nun hikayesini anlatan yapımda, dedesi hapisten çıkan Murat’ın bir gömünün peşinden atıldığı serüvene tanık oluyoruz. Komedi türünü sevenler için tercih edilebilecek bir örnek.
***


Çılgın Hırsız 2 (Despicable Me 2)
Seslendirme kadrosunda usta komedi oyuncusu Steve Carell ve Russell Brand’in bulunduğu Çılgın Hırsız 2, 2010 yılında vizyona giren Çılgın Hırsız filminin devamı olma özelliğini taşıyor. Eski süper kötü Gru ve kızlarını esas alan hikaye, Gru’nun dünyanın geleceği için görev başına getirilmesini anlatıyor. Büyük bir gişe başarısı kazanan ilk filmin ardından gelen Çılgın Hırsız 2 için, daha önce kadrosunda Al Pacino’yu barındıracağı açıklanmış ancak çıkan fikir ayrılıkları sebebiyle seslendirmeyi Benjamin Bratt gerçekleştirmişti. Komedi türündeyi film aile ile birlikte izlenebilecek bir animasyon örneği.

***

Aşkın Yolu (Take Me Home)
Sam Jaeger’ın yönetmenlik koltuğuna oturduğu ve başrolünü Amber Jaeger ile paylaştığı Aşkın Yolu başarılı bir romantik komedi örneği. Ekonomik durumunu düzeltmek için yasa dışı olarak taksiciliğe başlayan bir karakter ve hasta babasını acilen görmesi gereken illegal taksiye binen kadın karakterin birbirini tanıma hikayesini anlatan film aynı zamanda yönetmen ve başrol oyuncularının gerçek hayatta karı koca olduğu enteresan bir örnek.

***
Günce
Cemal Hünal’ın başrolünde yer aldığı Günce filmi, Selvi Boylum Al Yazmalım filmindeki besteleri ile adını tarihe yazdıran usta müzik adamı Cahit Berkay’ın da yeni çalışmalarına sahip. Müzisyen Haluk Levent’in de ilk filmi olan Günce, bir baba ve beş yaşındaki küçük kızının hikayesini anlatıyor. Hayatındaki pek çok şeyi kaybeden Cengiz’in bu sefer de kızını kaybetme tehlikesi yaşaması, hikayenin dramatik çatısı konumunda.


***
Zamanda Aşk (About Time)
Dram, komedi ve bilimkurgu öğelerini bir arada toplayan Zamanda Aşk filmi, Richard Curtis’in hem yazıp, hem de yönettiği ilginç bir çalışma. Zamanda yolculuk yapma gücü olduğunu fark eden bir genç ve bu yolculuklardan birinde aşık olacağı kadını bulmasını anlatan "Zamanda Aşk", Bill Nighy gibi usta bir ismi de bünyesinde taşıyor. Rachel McAdams’ın rolü daha önce Zoey Deschanel’e teklif edilmiş ancak aktrisin zaman kısıtlaması sebebiyle rol dağılımı değişmişti.

Kürt Sorununa Işık Tutan “Cennetten Kovulmak”, Altın Portakal Film Festivali’nde



Ülkemiz tarihinin halen kanayan bir yarası olan Türk ve Kürt halklarının bitmeyen çatışması ve öteki kavramını işleyen “Cennetten Kovulmak” filmi 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde! İki tarafa da eşit mesafede yaklaşan film, İstanbullu Emine ile Muşlu Ayşe’nin öykülerini, 30 yıllık bitmeyen sürtüşmenin sıradan insanları dahi içine alan nedenleri, bu çarpışmanın esas mağdurları olan kadın ve çocuklar üzerinden anlatıyor.
Kısa filmleri ile  festivallerden ödüllerle dönen Ferit Karahan’ın yönetmenliğini üstendiği film Ezgi Asaroğlu (Emine), Rojin Tekin (Ayşe), Jülide Kural Kural (Gülnar), Bünyamin Kavut (Kürşat), Mirza Metin Metin (Ustabaşı Mahmut), Aziz Çapkurt (Yusuf), Gülistan Acet (Narin) ve Alan Ciwan’ın (Mehmet) gibi kalabalık bir oyuncu kadrosuba sahip.

Christoph Waltz, Tarzan'ın Kötü Adamı mı Olacak?


Zincirsiz (Django Unchained) ile Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds)'nin Oscar'lı aktörü, Quentin Tarantino'nun favorisi Christoph Waltz, Warner Bros'un planladığı yeni Tarzan filminde kötü adamı canlandırabilir. Warner Bros ve filmin yapımcıları şu günlerde Waltz ile anlaşmayı bitirmek üzere.
Harry Potter Ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 (Harry Potter and the Deathly Hallows - Part 2) dahil olmak üzere son dört Harry Potter filmini yönetmiş olan David Yates, yeni Tarzan'ı yönetecek ve Tarzan rolünde True Blood dizisinden tanınan Alexander Skarsgård var. Waltz, mücevher ödülü için Tarzan'ı yakalamaya çalışan Belçikalı bir askeri canlandıracak.

En Sevilen 5 Sezen Aksu Şarkısı



1) Sezen Aksu - Vazgeçtim


2) Sezen Aksu - Her şeyi yak


3) Sezen Aksu - Adı Bende Saklı


4 ) Sezen Aksu - Sorma ( Cover )


5 ) Sezen Aksu - Belalım


47 Ronin'den Türkçe Karakter Posterleri!


,Başrolünde Keanu Reeves'in olduğu aksiyon macera filmi 47 Ronin'in Türkçe posterlerini Beyazperde'de görebilirsiniz. Film, 27 Aralık 2013 tarihinde Türkiye'de vizyona giriyor.
Carl Erik Rinsch'in yönettiği film, efsanevi bir Japon hikayesini fantastik elementler ile beyazperdeye aktarıyor. Filmde 47 Ronin (Sahipsiz samuray), ustalarının cinayetinin intikamını almak için yola koyuluyorlar.



Jerry Bruckheimer, Disney'den Ayrılıyor



Uzun zamandır Disney Stüdyosu ile çalışmış olan, Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti (Pirates of the Caribbean : the Curse of the Black Pearl), Kaya (The Rock) ve Büyük Hazine (National Treasure) gibi gişe filmlerinin başarılı yapımcısı Jerry Bruckheimer, geçen Perşembe günü yayınladığı bir e-mail ile Disney'den ayrılacağını belirtti.
Bruckheimer, dedikodulara rağmen bu ayrılığın yapımcılığını yaptığı, bir kaç ay önce vizyona girdikten sonra yılın en büyük gişe felaketlerinden birine imza atan Maskeli Süvari (The Lone Ranger) yüzünden olmadığını belirtti. Maskeli Süvari'nin başarısızlığına rağmen Bruckheimer, 'Bu güne kadar Disney için 10 milyar dolar kazandık, bu da fena değil.' dedi.

Altın Koza'da ödül gecesi




Adana'da düzenlenen 20. Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülü, iki filme birden gitti.
Bu yıl 20’incisi düzenlenen Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde ‘En İyi Film Ödülü’nü yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun’un ‘Yozgat Blues’ filmi ile yönetmenliğini Hakkı Kurtuluş ile Melik Saraçoğlu’nun yaptığı ‘Gözümün Nuru’ paylaştı. Festivale 5 dalda ödül alan Yozgat Blues filmi damga vururken, Deniz Akçay Katıksız’ın ‘Köksüz’ isimli filmi Yılmaz Güney Ödülü’ne layık görüldü.Türk sinemasının “dört yapraklı yoncası” olarak adlandırılan Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın’ın 16 Eylül'de katıldığı açılış töreniyle başlayan festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın ödülleri, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen ödül töreni, ünlü sanatçıların kırmızı halıdan geçerek tören alanına gelmesiyle başladı. Sunuculuğunu Şenay Gürler ve Sinan Tuzcu’nun yaptığı gecede, festivali tanıtan kısa filmlerin gösterilmesinin ardından ‘Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’ ve ‘Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması’nda dereceye giren filmlere jüri üyeleri tarafından Altın Koza heykelcikleri verildi. Sonrasında yapılan konuşmaların ardından Film Festivali Avrupa Film Pazarı Direktörü Beki Probst’un başkanlığını yaptığı jürinin değerlendirdiği 12 finalist film ve yönetmenin belirleneceği büyük ödüllerin dağıtımına geçildi.
Nefesleri kesen Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın ödül töreninde, En İyi Film Ödülü iki film arasında paylaştırıldı. Melik Saraçoğlu’nun Hakkı Kurtuluş ile birlikte yönettiği ve yaşadığı göz hastalığının tedavi sürecini komik bir dille anlattığı filmi ‘Gözümün Nuru’ ile Mahmut Fazıl Coşkun’un yeni yapımı ‘Yozgat Blues’, ‘En İyi Film Ödülü’ne layık görüldü. Deniz Akçay Katıksız’ın ‘Köksüz’ isimli filmi Yılmaz Güney Ödülü’ne layık görülürken, En İyi Yönetmen Ödülü’nü ‘Jin’ isimli filmiyle Reha Erdem aldı. Yarışmada verilen diğer ödüller şöyle:
“En İyi Yönetmen: Reha Erdem (Jin)
En iyi Senaryo: Hakkı Kurtuluş-Melik Saraçoğlu (Gözümün Nuru) ve Tarık Tufan-Mahmut Fazıl Coşkun (Yozgat Blues)
En İyi Kadın Oyuncu: Ahu Türkpençe ve Lale Başar (Köksüz)
En İyi Erkek Oyuncu: Ercan Kesal (Yozgat Blues)
En İyi Müzik: Mihaly Vig (Eve Dönüş Sarıkamış 1915)
En İyi Görüntü Yönetmeni: A. Emre Tanyıldız (Soğuk)
En İyi Sanat Yönetmeni: Tural Polat (Eve Dönüş Sarıkamış 1915)
En İyi Kurgu: Ali Aga (Gözümün Nuru)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melis Ebeler (Köksüz)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Tansu Biçer (Yozgat Blues)
Türkan Şoray Umut Genç Veren Kadın Oyuncu: Deniz Hasgüler (Jin)
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Savaş Alp Başar (Köksüz)
Film Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Mahmut Fazıl Coşkun (Yozgat Blues) ve Atıl İnaç (Daire)
SİYAD En İyi Film Ödülü: Gözümün Nuru (Hakkı Kurtuluş-Melik Saraçoğlu)
Adana İzleyici Ödülü: Çanakkale Yolun Sonu (Mustafa Kemal Uzun)”

Bu Hafta Vizyondakiler..


'DIANA'
Paris'te 1997 yılındaki trafik kazasında hayatını kaybeden Galler Prensesi Diana'nın yaşamının son iki yılına ışık tuttuğu belirtilen "Diana" filmi, bu hafta izleyiciyle buluşuyor.
Yönetmenliğini Oliver Hirschbiegel'in üstlendiği ABD yapımı filmde, Galler Prensesi Diana'yı Akademi ödüllü Naomi Watts canlandırıyor. Filmde Watts, başrolü Amerikan televizyon dizisi "Lost"taki Sayid Jarrah rolüyle popüler olan Naveen Andrews ile paylaşıyor.



'ZAFERE HÜCUM'
Yönetmenliğini Oscar ödüllü Ron Howard'ın, senaristliğini Peter Morgan'ın yaptığı "Zafere Hücum" filmi, Formula 1 yarışçıları James Hunt ve Niki Lauda arasındaki rekabeti anlatıyor.
Filmde, Chris Hemsworth "karizmatik" İngiliz James Hunt, Daniel Brühl ise "disiplinli ve mükemmeliyetçi" Avusturyalı Niki Lauda rolünde izleyici karşısına çıkıyor.
Aksiyon, biyografi ve dram türündeki ABD yapımı film, yarış pistindeki çekişmeleri, bu iki sıra dışı karakter arasındaki farkı seyirciye aktarıyor.




'VAMPİR KIZ KARDEŞLER'
Franziska Gehm'in romanından sinemaya uyarlanan "Vampir Kız Kardeşler" ise haftanın fantastik komedi filmi.
Filmde, Christiane Paul, Marta Martin, Richy Müller, Jonas Holdenrieder, Laura Antonia Roge rol alıyor.
Yönetmenliğini Wolfgang Groos'ın üstlendiği Alman yapımı filmin konusu özetle şöyle:
"12 yaşındaki vampir kız kardeşler Silvania ve Dakaria, evleri Transylvania'dan ayrılıp Almanya'nın bir kasabasına taşındıklarında büyük bir sorunla karşılaşırlar. Öncelikli sorunları insanların arasında yaşamayı öğrenecek olmalarıdır. Sadece geceyarısından sonra uçabilmekte ve süper güçlerini kullanamamaktadırlar. İnsanların arasında yaşamayı istemeyen Dakaria evlerine geri dönmeleri konusunda ısrar ederken, Silvania bu insancıl yaşama ayak uydurmaya çalışmayı tercih etmektedir. Okul yaşamları oldukça zorlu bir şekilde devam ederken, sürekli beklenmedik sorunlarlarla karşılaşmaktadırlar. Özellikle de komşularından birinin Dirk van Kombast isimli bir vampir avcısı olması işleri iyice zorlaştırır."




'ALEX CROSS'
Polisiye, macera ve gerilim türündeki ABD yapımı "Alex Cross" filminin yönetmen koltuğunda Rob Cohen oturuyor.
Tyler Perry, Edward Burns, Matthew Fox, Carmen Ejogo, Cicely Tyson'un rol aldığı filmde, psikoloji eğitimi almış cinayet masası dedektifi Dr. Alex Cross'un bir yakınının öldürülmesi üzerine katilin peşine düşmesi sonucu yaşanan olaylar konu ediliyor.




'MERYEM'
"Mommo-Kız Kardeşim" filmiyle beğeni toplayan yönetmen Atalay Taşdiken'in "Meryem" filmi seyirciyle buluşacak.
Taşdiken'in yapımcılığını ve senaristliğini de üstlendiği filmde, İsmail Hacıoğlu, Zeynep Çamcı, Mustafa Uzunyılmaz, Mehmet Usta ve Zerrin Sümer rol alıyor.
Dram türündeki filmin konusu şöyle:
"17- 18 yaşlarında, güzelliğiyle tüm kasabanın ilgisini çeken Meryem'e aynı kasabada yaşayan ve oğulları İstanbul'da çalışan bir aile talip olmuş ve 10 gün içerisinde nişan, kına gecesi ve düğün yapılmıştır. Meryem'in kocası Mustafa, düğünden ancak birkaç gün önce gelmiş ve 6 gün evli kaldıktan sonra 'bir düzen kurar, seni de İstanbul'a alırım' diyerek yaşadığı şehir olan İstanbul'a dönmüştür. Kayınvalidesi ve kayınpederi ile yaşamaya başlayan Meryem, bir yandan hasret çekerken, bir yandan da umudunu korumaktadır. En önemlisi de evin her türlü hizmetini görmeyi görev saymıştır kendine. Çünkü o evde gelin olarak bulunmasının asıl nedeni iyi hizmet etmesi içindir. Meryem bir yandan da çocuk yapamadığı için üstü örtülü bir dille suçlanmaktadır. Bu arada beklenmedik bir gelişme olur. Askere gitmeden önce Meryem'e aşık olan Murat, terhis olup gelir. Ancak gelen Murat, giden Murat değildir. Askerde yaşadıkları ona ağır gelmiş, uzun süre psikolojik tedavi görmüştür. Murat'ın gelişiyle Meryem'in hayatı değişecektir."




'MENEKŞE'DEN ÖNCE'
Gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın yönetmen koltuğunda oturduğu "Menekşe'den Önce" belgesel film, haftanın yerli yapımları arasında yer alıyor.
Belgesel filmde, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta yaşanan olaylar, Madımak Oteli yangınında hiç görmediği ablası Menekşe ve ağabeyi Koray Kaya'yı yitiren Menekşe'nin gözünden anlatılıyor. Filmde, Menekşe'nin, kendisi doğmadan hayatlarını kaybeden ağabeyi ve ablasının ölümünü araştırırken, tanıklarla bir araya gelmesi izlenebilecek.
Belgesel filmin müzikleri, Fazıl Say imzası taşıyor.




'MİNİK KAHRAMANLAR MACERA PEŞİNDE'
Üç boyutlu animasyon filmi "Minik Kahramanlar Macera Peşinde", çocukları salonlara çekmeyi hedefliyor.
Yönetmenliğini Eduardo Schuldt'un yaptığı Peru yapımı filmin konusu şöyle:
"Fransa'yı sallayan olayların olduğu bir dönemde Jules Verne'in yarattığı bütün karakterler yaşamıştır ve bunun farkında değillerdir. Yeni Fransa başkanı ve kültür bakanı yazarın kitaplarını düzenleyerek bir kitap yapmak isterler ve her şeyi birbirlerine karıştırırlar. Bu durumu değiştirebilecek olanlar sadece 4 kişiden oluşan yetenekli bir çocuk grubudur. Zamanda geriye gider ve yazarın kitaplarındaki karakterleri teker teker yerlerine koyarlar."


Altın Koza’da Son İki Gün!


20. Uluslararası Altın Koza Film Festivali sona ermek üzere. Yarın gerçekleşecek olan büyük kapanıştan önce artan heyecanla birlikte film gösterimleri de bütün hızı ile devam ediyor. Bugün gösterilecek olan filmler arasındaMasumiyet, Zerre, Lal gibi dikkat çekici yapımlar bulunurken, festivalin önemli ayaklarından biri olan Hayao MiyazakiToplu Gösterimi de, hem çocuklar hem de anime düşkünü büyükler için izlenmeyi bekleyecek.
Emre Yalgın’ın yönettiği ve yarışma başlığı altında gösterime girecek olan Hadi Baba Gene Yap ve ilk yönetmenlik denemesi ile Deniz Akçay Katıksız’ın elinden çıkan Köksüz

Altın Portakal'ın Yabancı Yarışma Filmleri Belli Oldu!



Bu yıl 50. kez düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarışacak yabancı filmler bugün ilan edildiç 4 – 11 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek olan ve Beyazperde.com'un basın sponsorları arasında olduğu festivalin yabancı uzun metraj yarışması için 10 film seçildi.
Yarışacak filmler arasında Nawapol Thamrongrattanarit’in,ilk uzun metraj denemesi olan 36; Rumen yönetmen Corneliu Porumboiu’nun dünya prömiyeri Locarno’da yapılan son filmi “When Evening Falls on Bucharest or Metabolism- Bükreş’e Gece Çöktüğünde ya da Metabolizma”; Polonyalı genç yönetmen Tomasz Wasilewski’nin Karlovy Vary East of the West yarışmasında en iyi film ödülüne değer görülen “Floating Skyscrapers- Dalgalanan Gökdelenler”; İsrailli genç yönetmen Tom Shoval’in Kudüs Film Festivali’nde en iyi film ödülü dahil birçok ödül kazanan “Youth-Gençlik”; Mısırlı yönetmen Hala Lotfy’nin Berlin'de görücüye çıkan ilk uzun metrajlı filmi “Coming Forth by Day – Gündüz Gözüyle”; Fransız yönetmen David Perrault’nun Cannes'da gösterilen “Our Heroes Died Tonight- Kahramanlarımız Bu Gece Öldüler”; Barbara Albert’in San Sebastián Film Festivali’nde yarışan “The Dead and The Living- Ölüler ve Yaşayanlar”;  İsrailli yönetmen Ari Folman’ın animasyon türündeki filmi Gelecekbilim Kongresi (The Congress); Ramon Zürcher’in Berlin ve Cannes Film Festivalerinde izleyiciyle buluşan 2013 Almanya yapımı ilk uzun metraj filmi “The Strange Little Cat-Tuhaf Kedicik” adlı yapımlar yer alıyor.
Deniz Akçay’ın Venedik Film Festivali’nde “Geleceğin Aslanı” ödülü için yarışan “Köksüz” adlı filmi ise Altın Portakal’da uluslararası yarışmada yer alan Türkiye yapımı tek film olarak kayıtlara geçti.

Garrett Hedlund, Unbroken'ın Kadrosuna Katıldı



Yolda (On The Road) ve Tron Efsanesi (Tron Legacy) filmlerinden tanıdığımız genç yakışıklı oyuncu Garrett Hedlund,Angelina Jolie'nin Kan ve Aşk (In the Land of Blood and Honey)'dan sonra yöneteceği ikinci uzun metraj film olacakUnbroken'ın kadrosuna katıldı. Film, gerçek yaşamda bir savaş kahramanı olan Lou Zamperini'nin yaşamını gösteriyor.
Efsanevi yönetmenler Joel Coen ve Ethan Coen filmin senaryosunu yazarken Coen Kardeşlerin favori görüntü yönetmeni Roger Deakins da filmin görüntü yönetmenliğini üstlenecek. Lou Zamperini rolünü Jack O'Connell canlandıracak. Hedlund'un rolü henüz açıklanmadı.

Film Eleştirisi: Bal




Size bu hafta bizim gururumuzu okşayan muhteşem bir filmin tanıtımını yapmak isterim. Bir çok ödül almış bir film. Yönetmenliğini Semih Kaplanoğlu'nun yaptığı "Bal" filmi "Yusuf üçlemesi"nin en son filmidir.

Sanat filmi olarak geçer. Mekan ise Karadeniz olarak seçilmiş. Karakterler Karadeniz insanı. Ve küçücük bir çocuğun muhteşem oyunculuk performansı.





Bu küçük oyuncumuzun adı Bora Altaş. Üçlemenin hepsini izlemedim diğer iki filmin ismi ise "Yumurta" ve "Süt". Yönetmen Semih Kaplan bu üçleme ile bir çok ödül almış. Hakkını vermiş bence de.


Filmlerin isimleri öncelikle insanda soru işareti uyandırıyor. Ben bal filmini izlerken öncelikle Karadenize bir kez daha hayran oldum. O manzaralar ruhumu mest etti. Çocuğun oyunculu beğendiğin diğer unsurlardan bir diğeri. Filmde bir gerçekçilik vardı. Tarifi biraz zor. Sanki gerçek zaman kullanılıyor gibiydi.Bu inanılmaz bir ilizyondu.

Ancak anne rolündeki Tülin Özen yetersizdi. Oyunculuğu filmin seviyesini düşürdü. Bir kere ben bu filmden iyi bir şive beklerdim. Diğerleri bu kadar göze batmadı ama Tülin Özen de rahatsız edici bir etki vardı.

Ama onun dışında film çok güzel. İzlemeye değer. Sıkılmanız normal bu bir sanat filmi. Bir mesaj verme amacı var. Başka dertleri var bu sanat filmlerinin. Ama sabırla izlemenizi tavsiye ederim.,



Kitap Önerisi : Müjdat Gezen Oyunculuk



Uzun zamandır blog da yapmadığım kitap önerime devam etmek istiyorum. Artık edebi kitapların çizgisinden çıkıp akedemik içerikli kitaplar önereceğim. Yani ders kitapları olarak nitelendiren bilgilendirici yönü ağır basan kitaplar. ,

Ama bugünkü kitabı istediğiniz yere koyabilir siniz. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ders kitabı olarak nitelenmiş ve arşive eklenmiştir. Ancak tiyatroyu konu alan tiyatro türü yazılan bir kitap.


Sevgili hocamız Müjdat Gezen bu kitabında diyaloglar halinde tiyatro terimlerini, oyunculuğun anlamını ve yapılması gereken özverili çalışmayı vurgulamış. Bunu 100 sayfa gibi küçük bir kitapta başarmış.

Kitabın adı Oyunculuk Eğitimi, Bilge Karınca Yayınlarınca yayımlanmış. Sanat okullarında yardımcı ders kitabı olarak nitelendirilmiş.


Kitapta tiyatro bölümü öğrencileri ile hocaları arasında diyaloglar yer almaktadır. Sanat hepimizin ortak noktası bu nedenle kitabı çok severek okuyacaksınız. Bir günde bitecek kadar kısa ve öz.Net cümleler ile tekrara düşmeden vurgulanan tiyatro ve oyunculuğun öz sırrı vurgulanmış.

Bu alanla ilgilenenlerin kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap.

Şimdiden iyi okumalar dilerim.


Vizyondakiler...



MÖBİUS
'Möbius' vizyonda yer alacak filmler arasında bulunuyor. Fransız yapımı dram ve gerilim türündeki filmin yönetmen koltuğunda Eric Rochant oturuyor. Tim Roth, Cecile De France, Jean Dujardin, Emilie Dequenne ve Branka Katic oynuyor. Filmin konusu ise şöyle: "Rus istihbarat servisinde çalışan Gregory Lyubov, özel bir görev için Monako'ya gönderilir. Gregory, Monako'da çalışmakta olan güçlü bir işadamının yakınen takip edilmesi işinde kilit rol oynamaktır. Bu görevin bir parçası olarak, Monako'daki özel bir Rus bankasında çalışmakta olan Alice isimli yetenekli bir finans uzmanı da gizlice görevlendirilir. Ruslar için çalışmakta olan Alice bir Amerikan vatandaşıdır. Gregory'nin görevi ise Alice'ten gizli bir şekilde onun sadakatini ölçmektir. Ancak Gregory görev sırasında gerçekleştirdiği bir hamleyle altın kuralı çiğner ve Alice ile iletişime geçer. Aralarında ikisinin de dibe doğru ilerleyişini hızlandıracak türden bir tutku başlar."






ARINMA GECESİ
Yönetmenliğini James DeMonaco'nun üstlendiği, bilim kurgu, gerilim türündeki 'Arınma Gecesi' isimli film, vizyona giren yabancı filmler arasında yer alıyor. Lena Headey, Ethan Hawke, Rhys Wakefield, Adelaide Kane, Tony Oller'ın oynadığı filmde, "Her yıl bir gece, sonuçlarına katlanmadan her türlü suçu işleyebilseydiniz ne yapardınız " sorusu hikaye ediliyor.






PIRILTILI HAYATLAR
Yönetmenliğini ve senaristliğini Sofia Coppola'nın yaptığı 'Pırıltılı Hayatlar' bu hafta vizyona giren filmler arasında. 2013 - ABD yapımı dram türündeki filmde, Emma Watson, Leslie Mann, Nina Siemaszko, Erin Daniels ve Gavin Rossdale izleyici karşısına geçiyor. Filmde, bir grup gencin, hayranı oldukları ünlülerin nerede yaşadıklarını internetten bularak, evlerine girdiği ve eşyalarını çaldığı gerçek bir olay konu ediliyor. Gerçek olaylardan uyarlanan hikayede, görkemli hayatla kafayı bozmuş gençler ünlü hedeflerini internetten takip edip evlerinden 3 milyon değerinde eşya çalarlar. Kurbanları arasında Paris Hilton, Orlando Bloom, ve Rachel Bilson da vardır.




TURBO
Bu hafta vizyona giren yabancı filmlerden biri de 'Turbo'. Animasyon türündeki filmin yönetmen koltuğunda David Soren oturuyor. Filmi seslendirenler arasında da Samuel L. Jackson, Michelle Rodriguez, Ryan Reynolds , Paul Giamatti ve Ken Jeong bulunuyor. Senaryosunu Darren Lemke ve Robert D. Siegel'in üstlendiği filmin özeti şöyle: "Dünyanın en hızlı salyangozu olma gibi mümkün olmayan bir hayali olan sıradan bir bahçe salyangozunun başına bir kaza gelir. Bu kaza sonucu hareketlerinin değiştiğini fark etmeye başlar. Hızı artan salyangoz Turbo (Ryan Reynolds) hayallerini gerçekleştirmek için yola koyulur."





BU NASIL AİLE
'Bu Nasıl Aile' de bu hafta sinemaseverlerle buluyor. Yönetmenliğini Rawson Marshall Thurber'ın yaptığı filmde, Jennifer Aniston, Emma Roberts, Ed Helms, Will Poulter, Jason Sudeikis izleyici karşısına geçiyor. Komedi türünde ve ünlü oyuncuların sahne aldığı filmin konusu ise şöyle: "David Burke müşterileri arasında aşçıların ve annelerin de olduğu ot satıcısıdır. Belirli nedenlerden dolayı göze batmamayı tercih eden David, aynı yerde yaşadığı gençlere yardım etmeye çalışınca hiçbir iyiliğin cezasız kalmayacağını öğrenir. Zulasını ve parasını çalan gençler yüzünden David tedarikçisi Brad'e borçlanır. David büyük bir iş yapmak zorundadır ve Brad'in Meksika'dan gelen mallarını almak zorunda kalır."





ŞEYTAN-I RACİM
Bu hafta yerli yapımlar arasında 'Şeytan-ı Racim' vizyonda. Gerilim ve korku türündeki filmin yönetmenliğini Arkın Aktaç üstleniyor. Filmde oyuncular arasında Altan Gördüm, Uğur Güneş, Ertunç Uygun, Kübra Balkan, Ayşe Tunaboylu yerini alıyor. Murat Toktamışoğlu'nun senaryosunu yazdığı filmde, İstanbul'da Üniversitede okuyan iki ev arkadaşı Emrah ve Salih'in hayatlarının Salih'in, Havas ilmine duyduğu merakla sonsuza kadar değişmesi anlatılıyor. Filmde, cinler aleminin ürkütücü varlıklarını kendi emri altına alarak isteklerini gerçekleştirmeleri için kullanmak isteyen Salih ve hiçbir şeyin farkında olmayan ev arkadaşı Emrah'ın, kendilerini bir anda bu korkunç döngünün içinde bulması izlenecek.




NEVA
Bu haftanın yerli yapımlarından bir diğeri de 'Neva'. Yönetmenliğini Birkan Uz ve Can Arca'nın yaptığı filmde, Başak Parlak, Levent Özdilek, Nergis Kumbasar, Şükrü Özyıldız, Tevfik Urgancıoğlu oynuyor. Senaryosunu Ilgın Olut ve Can Arca'nın yaptığı filmde, geçmişin sorgulanması, aşk için verilen mücadelelerden yola çıkılarak yazılan gerçek bir hikaye anlatılıyor.




Copyright © 2013 Sinedünya and Blogger Templates - Anime OST.