Gürse Birsel "Gayet Ciddiyim "



Eğer blogumu okuyan biri iseniz Gülse Birsel hayranı olduğumu bilirsiniz. Gerçekten benim bu hanım efendiye karşı aşırı bir sevgim ve hayranlığım mevcut. Bilgi birikimi, akademik hayatı, hayata bakış açısı benim en sevdiğim özelliklerindendir. Özellikle hayata bakış açısına hayranım ve aynı çizgideyiz tabi ki o benim idolüm , onun gibi olmam için çokça kitap okumam, gazete dergi okumam, film izlemem ve çok gezmem gerekir. Bende bunları göze alarak yola çıktım . Öncelikle onun kitaplarını sindire sindire okuyorum. Her satırı betimlemeye çalışıyorum. 

Bu hafta kitap önerisinde Gülse Birsel'in ilk kitabını önereceğim. Bende iki kitabı eksik birçok yerde tükenmiş ama hala devam ediyorum aramaya. İlk kitabının adı " Gayet Ciddiyim " Gülse Birsel aslında hep ciddi ama komedi ile bunu dışa vuruyor. 

G.a.g. adlı programından sonra bu kitabı yazmış. Bence de iyi bir taktik olmuş. Çünkü insanlar komik olduğunu bilmedikleri insanların mizah kitaplarını satın almazlar. Evet mizah kitapları yazıyor ama ben bu kitapları okurken eğitim kitabı niteliğinde okuyorum. Sağ olsun Gülse Birsel'de hayatı ile ilgili bir  çok şeyi paylaşıyor. Açık açık değil tabi düşüncelerini mizah yoluyla inceden belirtiyor. Bu kadının en büyük üç silahı var. Sıkı durun açıklıyorum. Birincisi bilgi birikimi , ikincisi inanılmaz güçlü gözlem yeteneği ve üçüncüsü mizah . Gülse Birsel'in üç büyük gücünü de açıkladıktan sonra kitaba geri dönebiliriz. 



Paylaştığım resimde 19. baskı yazıyor kitap en son 30. baskıya kadar ulaşmıştır. Neden Gürse Birsel bu kadar başarılı derseniz?  Benim fikirlerim ışığında ülkede bu kadar iyi eğitim almış ve bu kadar iyi gözlem yeteneği olan değerler çok az.Hatta elle sayılacak kadar az. Ki sinema ve iletişim alanın da rüştünü ıspatlamış biri. Amerika'dan sinema eğitimi aldıktan sonra çok iyi bir dergide genel müdür oldu.  Çok üzgünüm kadının başarısından kitabına bir türlü dönemiyorum. 

Kitapta toplam 25 bölüm mevcut. Bu bölümlerden evden iş hayatına, sağlıktan sinema sektörüne, güzellikten tatil beldelerine kadar her konuyu mizahi yolla eleştiriyor. Bunu gerçekten iyi beceriyor. Ben bazen kitap okumuyor da film seyrediyorum gibi hissedip kahkahalara boğuluyorum. Ama dediğim gibi benim amacım Gülse Birsel'in hayatında neler yaptığı ve nasıl kendini geliştirdiğini öğrenmek. Bunu bu kitapta karşılayabildim. Bir kere Gülse Birsel'de tevellütten gelen bir geninde bu başarıdaki payından söz etmemiz gerekir. 


Bu kitabı bize neler katacak ? Bu suali de şöyle yanıtlayacağım ; öncelikle çok eğleneceksiniz çünkü mizah kitabı . Çok bilgilenecek siniz çünkü yazarı yürüyen kütüphane . 

Ayrıca Gülse Birsel'in Hürriyet gazetesindeki köşe yazılarına da okumanızı öneririm. Çünkü gündemdeki konulara öyle bir yerden girip en doğru kanıyı yazıyor. Bu benim görüşüm ama onun köşe yazısını çürütecek çok az insan olduğuna inanıyorum.Gülse Birsel'in başka kitaplarını da size önereceğim. İyi okumalar şimdiden. 

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23618260.asp   Bu linkten Gülse Birsel'in köşe yazılarına ulaşabilir ve geçmiş yazılarını da okuyabilirsiniz. 


0 yorum:

Escape Plan Fragman



Sinema dünyasının iki usta isimi Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger’ı biraraya getiren Escape Plan filminin ilk resmi fragmanı yayınlandı.

Filmde bu iki isme Jim Caviezel, Curtis “50 Cent” Jackson, Vinnie Jones, Vincent D’Onofrio ve Amy Ryan esşlik ederken, yönetmenliğini Mikael Håfström üstleniyor.

Sylvester Stallone'un canlandırdığı Ray Breslin'in dünyanın en güvenli ve güçlendirilmiş hapishanesinden kaçmak için Arnol Schwarzenegger'in canlandırdığı Emil Rottmayer ile birlikte kaçış planı hazırlamalarını konu ediyor. Film 18 Ekim'de vizyona girecek.


0 yorum:

Prisoners Filminden Yeni Afiş



Yönetmenliğini Denis Villeneuve'nün yaptığı Prisoners filminin yeni afişi yayınlandı.  Başrollerinde Hugh Jackman ve Jake Gyllenhaal'un olduğu film, şükran gününde kaybolan iki kızın ailesinden bir adamın, yardım istediği bir dedektifle kızları arama sürecini anlatıyor. İki adam kendilerini karmaşık bir hikayenin içinde buluyor. Filmde ayrıca Maria BelloMelissa Leove Paul Dano rol alıyor. Senaryosunu Aaron Guzikowski'nin yazdığı Prisoners, 20 Eylül 2013'te vizyona girecek

0 yorum:

'Hükümet Kadın 2'' Yola Çıktı



Şubat ayında vizyona giren ve büyük ilgi gören Hükümet Kadın'ın devam filminin çekimlerine başlandı. Yönetmenliğini ve senaristliğini yine Sermiyan Midyat'ın gerçekleştirdiği filmde Demet Akbağ ve Ercan Kesal başrolleri paylaşıyor.Sermiyan Midyat ilk filmi okuma yazma bilmediği halde belediye başkanı olan babaannesinin öyküsünden yola çıkarak kaleme almıştı.
Hükümet Kadın 2'nin çekimleri Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Doğançay köyünde gerçekleştiriliyor. Filmde sürpriz bir isimde yer alacak. İspanya'nın Atletico Madrid takımında oynayan milli futbolcu Arda Turan çekimler için Mardin'de bulunuyor. Milli futbolcu, köydeki hayranlarına imza dağıtarak, hatıra fotoğrafları çektirdi.
Kaynak: DHA

0 yorum:

''SineMASAL'' Diyarbakır'da Devam Ediyor



17 Haziran'da İstanbul'da başlayan ''SineMASAL'' Gezici Açık Hava Festivali, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa'dan sonra Diyarbakır'da devam ediyor. AB Bakanlığı Ulusal Ajansı tarafından desteklenen projede gönüllü bir ekip görev alıyor. 30 Haziran'da sonra erecek festivalin son durağı Mardin olacak.

0 yorum:

ZAMANA KARŞI




ZAMANA KARŞI

2011 yapımı bir Amerikan yapımı filmdir. Türü bilim-kurgu diye geçmektedir. Bence macera türüne daha yakın bir film.

Gözü kapalı izleyebileceğiniz inanılmaz bir film. Konusu itibari ile senarist Andrew Niccol  bolca Türk filmi izlemişe benziyor. Neden diye soracaksanız. Şöyle açıklayayım: filmde zengin kız fakir oğlan var ve bu fakir oğlan zengin kızın ailesinin seviyesine gelerek öç alıyor. Filmin sadece Amerika'dan aldığı özelliği ise Amerika'daki fakir oğlan dünyada eşitliği sağlıyor. Yani dünyayı kurtarıyor. Amerikan hayalperestliği  işte ne yaparsın.




Ancak filmi böyle cıvık anlattığıma bakmayın. Konusuyla , oyuncularıyla, çekimi ve efektleri ile hatta verdiği mesajı ile süper bir film. Ben mesajını beğendim. Ayrıca mesajın veriliş şeklide biraz farklı işte güzel olanda bu yanı. Aslın güzel filmlerin hepsi öyle değil midir? Konu hep aynıdır ancak anlatılış tarzı farklıdır.Mesajı ummadık şekillerde bize verir. Bu filmde bu tanıma tıpa tıp uyuyor. İzlenmeli bence. Ama yönetmene tazminat davası açılmasından yanayım. Bizim yarım asırlık yeşilçam filmlerinin konusu almış.

Hele başrol oyuncusu Justin Timbarleke'nin fakirlikten dolayı annesinin hayatını kaybetmesi aklıma hemen Emrah ile Oya Aydoğan'ın " Küçük Emrah " filmlerindeki sahnelerini getirdi.




 Ancak filmde şöyle enteresan bir durum var. İnsanlarının kollarında hayatlarının geriye kalan zamanlarını gösteren saatler var. Bu saatlerdeki zamanı vererek yaşamlarını geçindiriyorlar. Bu saatlere çalışarak zaman ekleyebiliyor ve yaşamlarını uzatabiliyorlar. Ama dünya adaletsiz bu filmde de. Zenginler çok ayrı mekanlarda yaşıyor ve kollarındaki zaman onların sonsuza kadar yaşamalarına imkan tanıyor. Ama zamansızlıktan ölen binlerce kişide var fakir malikanelerde. Bir film kronolojiyi bu kadar iyi kullanabilir.


Şimdi bu güzel filmin fragmanına göz atın beğenirseniz filmi de izlersiniz.



0 yorum:

Rengarenk Vizyon!



Başrollerini Charlotte Le Bon ve Raphaël Personnaz'nın paylaştığı Fransız yapımı romantik komedi Aşk Taktikleri haziranın son cumasında eğlenmek isteyen çiftler için vizyona giriyor. Bağımsız sinemanın duayen ismi Gus Van Sant'ın kapitalizm eleştirisi olan son filmi Kayıp Umutlar, haftanın belgesel türündeki yapımı ise yok olmaya yüz tutan doğayı çarpıcı bir dille yeniden beyazperdeye taşıyan Baldan Acı, baba-oğlu Will Smith ve Jaden Smith'in başrolleri paylaştığı bilimkurgu aksiyonu Dünya : Yeni Bir Başlangıç ve İspanyol yapımı gençlik komedisi Hayalet Öğrenciler haftanın diğer alternatifleri. Korku ve gerilim cephesindeyse türün meraklılarını Ölüm Kapanı ve özellikle S/V/H/S - Dehşet Kaseti adlı film bekliyor.

0 yorum:

Charlie Day, Pasifik Savaşı Hakkında Konuştu



Guillermo del Toro'nun yönettiği, merakla beklenen bilim-kurgu aksiyon Pasifik Savaşı (Pacific Rim)'nda Doktor Newton Geiszler'i canlandıran komedyen Charlie Day, Hitfix'e rolü hakkında konuştu. 'Rolüm Kaiju adıyla bilinen yaratıklar hakkında en çok bilgisi olan bir doktor ve bu canavarlardan birinin beynini çıkarabilmek için bir yolculuğa gidiyor.'
Day'in bir sürü sahnesi Hellboy (Hellboy) filmlerinde Del Toro ile çalışmış olan Ron Perlman ile oluşuyor. Day, Perlman hakkında 'O harika. Ron sanki Frank Sinatra'nın Rat Pack'indeymiş gibi davranıyor. Tek problem dişlerinde altın olduğu için bazen fazla tükürmesi' dedi. Day, ayrıca filmin bir komedi olmadığını belirterek 'Bir kaç komedi sahnesi var ama çok komik olsa filmin tonuna uymazdı' dedi.

0 yorum:

Denizli Belediyesi'nden Çevre Sağlığı İle İlgili Filme Destek


En Çevreci Belediye', 'En Sağlıklı Şehir' ve 'Türkiye’nin En Temiz Kenti' gibi ödüllere sahip Denizli Belediyesi, çevre sağlığı konusunda toplumsal duyarlılığı artırmak amacı ile çekilecek olan 'Annemin Ardından' isimli kısa filme destek verdi.
Ulusal ve uluslararası kısa film festivallerine katılıp, aynı zamanda İngilizce versiyonu da hazırlanacak olan filmin yönetmen koltuğunda Ekmek Teknesi, Kurtlar Vadisi ve Behzat Ç. gibi sevilen dizilerin ünlü yönetmeni Sadullah Şentürk yer alıyor. Senaryosu Esra Çengel tarafından kaleme alınan filmin başrolünde Mehmet Çepiç yer alıyor.
Görüntü yönetmenliğini Ali Özel’in üstlendiği filmin diğer oyuncuları ise Betül Çongal, Nevbahar Hakverdi, Serdar Sevtekin, Zeynep Buse Kale. Küçük bir kızın evlere temizliğe giden annesinin yaşamını yitirmesi ile başlayan dramatik hikâyenin anlatıldığı ve ana temanın çevre sağlığı ve temizliği olarak belirlendiği kısa filmin çekimleri İncilipınar Parkı, Çamlık Parkı ve Gazi Bulvarı ile Denizli’nin farklı bölgelerinde gerçekleştirilecek. Denizli Belediyesi tarafından desteklenen filmin lansmanı İstanbul ve Denizli'de yapılacak.
Kaynak: Cihan

0 yorum:

Grinin 50 Tonu'nun Gösterim Tarihi Belli Oldu



Universal ve Focus Stüdyoları uzun süre bir yönetmen aradıktan sonra E.L. James'in erotik kitap üçlemesinin ilk bölümüGrinin 50 Tonu (Fifty Shades of Grey)'in gösterim tarihini belirlediler. Film, 1 Ağustos 2014 tarihinde vizyona girecek. Bu haber filmin yönetmeni olarak Sam Taylor-Johnson'un seçilmesi haberinden hemen sonra geliyor.
Universal başkanı Adam Fogelson henüz başrol oyuncuları bulunmamış olmasına rağmen filmin belirlenen tarihte vizyona gireceğini belirtti. Gişe analistlerine göre bu tarih mantıklı çünkü Ağustos'ta vizyona giren filmler erkek seyirciler için uyarlanan yaz sezonu aksiyon yapımları oluyor genelde. Bu filmlere karşı Grinin 50 Tonu, kadın seyirci için karşı bir market yaratacak.

0 yorum:

R.I.P.D. Ölümsüz Polisler Filminden Türkçe Afiş


Başrollerinde Ryan Reynolds ve Jeff Bridges'ın olduğu Ölümsüz Polisler (R.I.P.D.)'in Türkçe afişi yayınlandı. Aksiyon türündeki yapımın yönetmenliğini Robert Schwentke üstleniyor. Gerçeküstü bir dünyada geçen film ölü iki polisin kendilerini öldürenlerden intikam almaları üzerine kurulu. Filmde yer alan diğer isimler ise Mary-Louise Parker ve Kevin Bacon.
Ölümsüz Polisler, 3D olarak 6 Eylül'de vizyona girecek.

0 yorum:

2013 Saturn Ödülleri Sahiplerini Buldu



Bu yıl 39.'su düzenlenen Saturn Ödülleri dün yapılan törenle sahiplerini buldu. Bilimkurgu, Fantastik ve Korku Filmleri Akademisi'nin sunduğu ödüllerde altı farklı ''En İyi Film'' kategorisi yer aldı. Ödül kazanan filmler ve sanatçılar şöyle:
En İyi Bilimkurgu Filmi: Yenilmezler (The Avengers)
En İyi Fantastik Film: Pi'nin Yaşamı (Life of Pi)
En İyi Korku Filmi: Dehşet Kapanı (The Cabin in the Woods)
En İyi Aksiyon- Macera Filmi: Skyfall
En İyi Uluslararası Film: Kafa Avcıları (Hodejegerne)
En İyi Bağımsız Film: Katil Joe (Killer Joe)
En İyi Animasyon Filmi: Frankenweenie
En İyi Yönetmen: Joss Whedon – The Avengers
En İyi Senaryo: Quentin Tarantino – Zincirsiz (Django Unchained)
En İyi Kadın Oyuncu: Jennifer Lawrence – Açlık Oyunları (The Hunger Games)
En İyi Erkek Oyuncu: Matthew McConaughey – Katil Joe (Killer Joe)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Anne Hathaway – Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Clark Gregg – The Avengers

0 yorum:

Patrondan Kurtulma Sanatı



Patrondan Kurtulma Sanatı

 Dün izlediğim ve bayıldığım bir komedi filmini bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Yaz geldi , okullar kapandı, biraz soluklanıp eğlenmek hepimizin hakkı diye düşünüyorum. Bu nedenle film önerirken eğlenceli olmasına dikkat ediyorum. Eğlenmek önemli bir ihtiyaç. Bunu da en iyi şekilde iletişim araçları sayesinde karşılaya biliriz.


Çok başarılı oyunculukların sergilendiği, muhteşem bir senaryosu olan bir komedi filmi izlemek istiyorsanız buyurun size " Patrondan Kurtulma Sanatı ". Filmde en dikkat çeken şey senaryo . Senaryo zekice ve şaşırtıcı. Üç tane kafadar arkadaş ve başlarının belası patronları. Hepsinin derdi ortak , ee böyle dertler ortak olunca dermanlarını da birlikte arıyorlar.



Planlar planları takip ediyor ama sonunda başarılı oluyorlar. Ama  saf ve şapşal oldukları için başarılı oluyorlar. İnanılmaz komik planlar yapıp her seferinde patronlarının yaşam alanlarında bir iz bırakıyorlar. Ama en komik olan durumsa patronlarını öldürmek isterlerken patronları birbirlerini yok ediyor. Bir patron hariç .


Ama hem oyunculuğu ile hemde filme kattığı renk ile Jennifer Aniston'ı tebrik ediyorum. En komik ve sevimli patron o. Hele ondan kurtulma yolları :) bunu izlemelisiniz. 


Şimdi bu eğlenceli filmin fragmanı ile baş başa bırakıyorum sizi...






0 yorum:

En Sevilen 5 Madonna Şarkısı




  Madonna 20. yüzyılın pop sanatçısı olarak nitelendirilen çok başarılı bir insan. Büyük sanatçıların , tüm düya ülkelerinin gündeminde her zaman oldu. İnsana güç veren hayatı ve azmi ile de ayrıca bir taktire şayan kişilik. Şimdi onun en çok sevilen 5 şarkısını dinleyelim.

1) madonna -- give it 2 me  bu şarkı çıktığı yıl 1 numaraya oturdu ve Madonna'yı dünyanın en çok birincisi olan pop kadın sanatçısı yaptı.




2) Madonna'nın çıkış parçası olan " La Isla Bonita " hiç unutulmayacak bir şarkı.



3) Benim   en çok sevdiğim Madonna parçası.Hung Up,



4) Madonna'nın en çok sevdiği şarkıda sıra. Celebration



5) Madonna'nın en çok sevilen son şarkısı ise 2012'de çıkan parçası 

Girl Gone Wild



0 yorum:

Meryem Üzerli ile Kıvanç Tatlıtuğ Aynı Dizide


Ay yapım, sanat dünyasının iki ünlü ismi Meryem Uzerli ve Kıvanç Tatlıtuğ’nun yer alacağı bir dizi projesi için hazırlandığı, dizi dünyasında konuşulmaya başlandı.

Habere göre, önümüzdeki Şubat ayı içerisinde yeni dizinin çekimlerine başlanacak ve Azeri bir erkekle birlikte Ermeni bir kızın aşkı anlatılacak. Habere göre dizinin çekimlerine 2014 yılının Şubat ayında başlanacak ve dizi Eylül ayında Kanal D izleyicilerinin karşısına çıkacak.

0 yorum:

Knight Rider (Kara Şimşek) İçin Gaza Basıldı


1982-1986 yılları arasında televizyonda yayınlanan ve tüm dünyada büyük hayran kitlesi edinen efsane dizi Kara Şimşek (Knight Rider) beyazperdeye uyarlanıyor. Uzun süredir gündemde olan proje için çalışmalara hız verildi. Yapımın haklarını satın alan The Weinstein Company adlı şirket filmin senaristinin ismini açıkladı. Knight Rider'ın senaryosunu Brad Copeland kaleme alacak.
Copeland daha önce Çılgın Motorcular (Wild Hogs) ve Arrested Development gibi filmlere imza atmıştı. 2008 yılında NBC kanalında on yedi bölümlük TV dizisi olarak ekranlara gelen Knight Rider'ın bu kez büyük bütçeli bir proje olacağı konuşuluyor. Özellikle Hızlı ve Öfkeli serisinin elde ettiği başarıdan sonra film için beklentiler hayli yüksek tutuluyor.

0 yorum:

Hollywood, Eşcinsel Evliliği Kutladı



Çarşamba günü tarihi bir karar ile ABD Üstün Mahkemesi evliliğin sadece kadın ve erkek arasında olduğunu belirten Evlilik Savunma Kanunu'nu (DOMA) beşe dört oy ile geri çevirdi. Mahkeme, ayrıca California'da eşcinsel evliliği yasaklayan Teklif 8'i de geri çevirdi.
Bır sürü Hollywood yıldızı Twitter üzerinden bu kararı kutladı. Leonardo DiCaprio, bunun tarihi bir gün olduğunu söyledi. Ellen Page, 'DOMA yenildi' yazdı. Mia Farrow 'Güle güle DOMA. Kimse seni özlemeyecek' yazarken CNN talk show sunucusu Piers Morgan 'Bağnazlık öldü' yazdı.

0 yorum:

JUNO



JUNO

 2005 yılında ABD 'de  gösterime giren film komedi türündedir. 2007'de de Türkiye'de gösterime girmiştir.
Gösterime girdiği yıl bir çok ödüle laik görülmüştür. En iyi senaryo, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu ödülleri ağırlıklı olarak alınmıştır.


Ancak en iyi kadın ödülünü sonuna kadar hak eden bir film Ben sadece komedi türüne ait olduğunu düşünmüyorum . Film de drama daha ağırlıklı.

Konusu 17 yaşındaki bir kızın yaşıtı olan bir çocuktan hamile kalması ve bu çocuğun peşinde çocuk sahibi olamayan zengin bir ailenin olması. Kızın yaşadığı binlerce zorluk filmde konu edinilmiştir. Ben bu filmi iki kere izledim bir daha izleye bilirim.



 Aslında dünyada da Türkiye'de de çokça yaşanan bir olay . Ama ülkemizde bedeli daha ağır ödeniyor. Bu filmden sonra bu tür haberler gazetelerde yayımlanınca " Juno " diye bir film vardı cümlesi eklenir oldu.


 Bence hepimizin bu filmi izlemesi lazım  ve bu durumdaki insanların yerine koymamız lazım kendimizi ... Empati yaparsak daha ılımlı davranırız. Hayat bu aynı sınavlardan yarın öbür gün bizimde geçmeyeceğimiz ne malum ?

 Şimdi sizi bu güzel filmin fragmanı ile baş başa bırakıyorum.


0 yorum:

Sevimli Canavarlar Üniversitesi ABD Gişesinde Birinci



Pixar Stüdyosu Sevimli Canavarlar Üniversitesi (Monsters University) ile ondördüncü kere ABD gişesinde açılış haftasında bir numaraya yerleşti. Bu demektir ki Pixar, başlangıcından beri vizyona soktuğu hiç bir filmi ikinci sırada bile açmadı. Sevimli Canavarlar Üniversitesi, açılış haftasonu boyunca 82 milyon dolar hasılat yaptı.
Bu rakamlara göre film, Oyuncak Hikayesi 3 (Toy Story 3)'ün 110 milyon dolarlık açılışı yanında en başarılı açılış haftasonuna imza atan ikinci Pixar yapımı oldu. Diğer yandan Brad Pitt'li zombi epiği Dünya Savaşı Z (World War Z), açılış haftasonunda 66 milyon dolar hasılat yaparak gişede ikinci sıraya oturdu.

0 yorum:

Los Angeles Film Festivali'nin Kazananları Belli Oldu

,


ABD'nin en eski film festivallerinden biri olan Los Angeles Film Festivali, geçen Pazar günü bitti. Bitiş filmi olarak Steve Carell'li The Way, Way Back'i gösteren festival, ayrıca kazanan filmleri de açıkladı. DIRECTV en iyi uzun metraj yapmaca film ödülü Janis Nords'un Mother, I Love You isimli filmine verildi.
DIRECTV en iyi uzun metraj belgesel film ödülü ise Ryan McGarry'nin Code Black'e gitti. Daniel Cretton'un dram filmi Short Term 12 ve Grace Lee'nin belgeseli American Revolutionary: The Evolution of Grace Lee Boggs, seyirci ödüllerini aldı.

0 yorum:

Cinnet Yakında Geliyor



Endonezya yapımı korku ve gerilim filmi Cinnet (Modus Anomali) Avrupa'daki festival turundan sonra ülkemizde de seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. 5 Temmuz'da Medyavizyon firmasının dağıtımcılığında gösterime girmesi planlanan film, ailesiyle bir orman evine tatile giden John Evans adındaki bir adamın yaşadığı sıra dışı ve gerilim dolu olayları beyazperdeye taşıyor

Uzakdoğu sinemasında hem aktör, hem senarist, hem de yönetmen olarak çeşitli işlere imza atan Joko Anwar'ın ülkemizde gösterime giren ilk filmi olan yapım, Fantasporto Film Festivali'nde Orient Express Büyük Ödülü ve Jüri Özel Ödülü'ne aday gösterilmişti. Aynı zamanda film eleştirmeni de olan yönetmen, ülkesinde sanat eserleri için çıkartılan sansür yasasını protesto etmek için 3 sene film çekmemiş protest tavrıyla da tanınıyor.
Filmin başrolünü ise yönetmenin bir önceki filminde de yer alan oyuncu Rio Dewanto üstleniyor. Bir adamın kaybolan ailesini bulmak için zamana karşı verdiği mücadeleyi çarpıcı bir anlatımla beyazperdeye taşıyan Cinnet 5 Temmuz'da sinemalarda olacak.






0 yorum:

Kürk Mantolu Madonna




KÜRK MANTOLU MADONNA

  Ahhh Sabahattin Ali ahhh. Bu kitap Türk edebiyatının yüz akıdır. Dünyada aşk romanı denilince aklıma Goethe'nin " Genç Werther'in Acıları " eseri gelir. Türkiye'de ise " Kürk Mantolu Madonna " gelir . Bu kitap ana teması aşk olamaz. Çok derin . Bir kere psikolojik analizler üzerine çok durulmuş.


Hepimiz illaki birine aşık olduk , işte o zamanlar neler yaşadıysak bu kitapta anlatılmış. Biz ne yaşadığımızı ifade etmekte güçlük çekeriz. Hatta tarifinin ne kadar zor olduğundan dem vururz aşkın. İşte değil. Tarifi zor değil. Sabahattin Ali anlatmış işte. Kime aşık oldu acaba Sabahattin Ali? Çok merak ettim. Hangi aşk ona bu romanı şiir gibi, şarkı gibi sayfalara işlemesini nasip etti? 






Kitaba aşk kitabı demek benim gücüme gidiyor. Bu kitap psikoloji kitabı olarak da adlandırılabilir. Çünkü her sayfada bir iç konuşma. Her sayfada kişinin psikolojik durumunun analizi mevcut. Ve o içten, dolu dolu ki okumalısınız. 



Bir günde bitirdim. Ne kadar şaşırtıcı bittiğini anlatamam. Kitap bittiğinde yatağımda uzanmış tavana bakıyordum , ağzım açık bir halde... Üzüldüm de sanki film izledim sonu kötü bitti. Hala etkisindeyim. 






 Sabahattin Ali'nin ilk paylaştığım kitabı ama son olmayacak. Çok değerli bir insan. Ne kadar doğru analizler yaptığını bilmelisiniz. Bir insanın halini bu kadar net anlatan biri olamaz. Bunu başardığı için kitabın içine giriyorsunuz. Dalıyorsunuz Raif ile Maria 'nın aşkına ortak oluyorsunuz artık üç kişilik bir aşk oluyor, çünkü sizde katılıyorsunuz.. 


Kitapta olanlar hakkında bir cümle bile yazmayacağım . Çünkü okuyup şaşırmak sizinde hakkınız. Hatta bu kitabı okuyup duygulara dalmak hakkınız sizi. Bu hakkı elinizden almayın ve bu kitabı kütüphanenize ekleyin. 


0 yorum:

En iyi film ödülü 'Sessiz'e



Irak'ın Süleymaniye kentinde düzenlenen 1. Kelar Uluslararası Kısa Film Festivali'nde, Rezan Yeşilbaş'ın "Sessiz" filmi, "en iyi film" ödülünün sahibi oldu.

Dört gün boyunca, toplam 57 filmin gösteriminin gerçekleştirildiği festivalin son gününde film sahipleri ve oyuncular ödüllerini aldı. Festivalde dört Türk filmi, Penceredeki Ses, Zaman, Sessiz ve Güvercin yarıştı.

Daha önce 65. Cannes Film Festivali, Kısa Metraj Film Yarışması'nda Altın Palmiye ödülü alan Rezan Yeşilbaş'ın "Sessiz" filmi, Kelar Festivalinde "en iyi film" ödülünü aldı. Nihal Yalçın da festivalde "en iyi kadın" oyuncu ödülüne layık görüldü.

Festivalde ödül alan filmler, Süleymaniye ve Londra'da da gösterime sunulacak.

0 yorum:

Steve Jobs'ın Hayatı Film Oldu




Apple şirketinin kurucusu Steve Jobs'ın, hayatını konu ı-alan jOBS filminin yeni fragmanı yayımlandı. Başrolünde Ashton Kutcher'ın yer aldığı film, 16 Ağustos'ta vizyona girecek.

Job'un 1971 - 2001 yıllarındaki dönemini konu alacak olan filmde Ashton Kuthcer'la birlikte Jos Gad de Apple kurucu ortağı Steve Wozniak'ı canlandıracak. Filmin senaryosunu Matthew Whiteley yazarken, yönetmenliğini Joshua Michael Stern yapmıştır.

Filmin oyuncu kadrosunda Ashton Kutcher ve Jos Gad'in yanısıra Dermot Mulroney, Lukas Haas, J.K Simmons ve Matthew Modine yer almaktadır.



0 yorum:

Klak'ta Bu Hafta!



Hollywood’dan Türkiye’ye sinema dünyasının nabzını tutan “Klak”, yeni bir bölümle daha bu cumartesi ekranalra geliyor. Bu haftanın stüdyo konukları ise ikinci uzun metrajlı filmi “Rüzgarlar” ile seyirci karşısına çıkan ülkemizin genç yönetmenlerinden Selim Evci ve filmin deneyimli oyuncusu Rüçhan Çalışkur.
Programda ayrıca beşinki kez bir araya gelen Martin Scorsese ve Leonardo DiCaprio ikilisinin Scorsese ve DiCaprio özel dosyası ve “Man of Steel” filminin nefes kesen sahneleri yer alıyor. Gizem Ertürk’ün sunduğu “Klak” bu Cumartesi saat 13.20’ BUGÜN TV ekranlarında.

0 yorum:

38 Şahit (38 Témoins) Vizyona Girdi!







Çok satan Didier Decoin romanından uyarlanan film bu cumadan itibaren sinemalarda...

41. Uluslararası Rotterdam Film Festivali'nin açılışını yapan 38 Şahit (38 témoins) M3'ün dağıtımcılığı ile vizyona girdi. Fransa yapımı bir dram olan film Didier Decoin adlı yazarın New York'ta işlenen bir cinayet üzerine kurulu çok satan romanından uyarlandı. Yönetmenliğini Lucas Belvaux'nun yaptığı 38 Şahit, kimsenin görmediği bir cinayet ile ilgili olarak sonradan ortayan çıkan şahitleri anlatıyor. Filmin başrollerini ise de Yvan Attal ve Sophie Quinton paylaşıyor.
Kitty Genovese adlı bir kadının öldürüldüğü sokakt,a kadının çığlıklarını 38 kişi duymuş ve hiçbiri yardım etmemiştir. Bu kişilerden biri de, Çin'deki iş gezisinden evine yeni dönen ve olayı sonradan öğrenen sokak sakinlerinden biri olan Louis'in kocasıdır. Adam o gece geç saatlerde eve dönmüş ve işlenen cinayete tanık olmuştur...



0 yorum:

X-Men: Days of Future Past'ın Vizyon Tarihi Öne Alındı



Bryan Singer'ın yeni filmi 23 Mayıs 2014'te izleyici ile buluşacak.

Yönetmenliğini Bryan Singer'ın yaptığı X-Men: Days of Future Past'ın 18 Temmuz 2014'te vizyona gireceği açıklanmıştı. Fox'un yaptığı açıklamaya göreye filmin yeni vizyon tarihi 23 Mayıs 2014 olarak değişti. Filmde Professor X ve Magneto rollerinde yine Patrick Stewart ve Ian McKellen'ı izleyeceğiz.

Michael FassbenderJames McAvoy, Jennifer LawrenceHugh JackmanIan McKellenAnna PaquinEllen Page veShawn Ashmore gibi ismilerde yeni bölümün oyuncu kadrosunu oluşturuyor. X-Men: Days of Future'da X-Men zamanda yolculuk yapacak ve Professor X ile Magneto'ni genç halleri de filmde yer alacak. İkilinin gençliğini canlandıracak isimler McAvoy ve Fassbender olacak.

0 yorum:

Pasifik Savaşı Filminden Yerel Poster Yayınlandı!



Temmuz ayının merakla beklenen filminden Türkçe poster de yerini aldı...
Yaz dönemi filmlerinden her geçen gün yeni bir güncelleme geliyor. Temmuz ayının gişe filmleri arasında yer alan Pasifik Savaşı (Pacific Rim)'dan yerel afiş de geçtiğimiz günler de paylaşıldı.
Guillermo del Toro'nun bu seneki 3D hiti olan yapım insan üretimi üstün robotlar ile denizden çıkan uzaylıların çarpışmasını konu alıyor.  Bilimkurgu ve aksiyonu harmanlayan film, ülkemizde 19 Temmuz'da Türkçe dublaj seçeneği ile de  sinemalarda olacak. Yönetmen koltuğunda del Toro oturunca film için beklentilerin yüksek olduğunu da hatırlatalım.

0 yorum:

Asım Can Gündüz ''Mc Dandik'' İle Geliyor




Ünlü Türk Gitar virtüözü Asım Can Gündüz ''Mc Dandik'' adlı sinema filmi ile seyircinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gündüz'ün Ragga Oktay ile birlikte dört yıldır üzerinde çalıştığı projenin çekimlerine başlandı. Türkiye’de az örneği yapılmış ''romantik müzikal komedi'' türünde olacak film için, yüzlerce oyuncu ve dansçı uzun bir hazırlık süreci geçirdi.
Asım Can Gündüz filmde 30 yıldır ormanda yaşayan, delilik ve dervişlik arasında kalan bir karakteri canlandıracak. Gündüz filmle ilgili olarak ''Filmde müziğe küsmüş ve 30 yıldır ormanda yaşayan “MC Sallama” karakterini oynuyorum. Çok ortak noktamız var, bende kendimi biraz çektim ve 12 yıldır Marmaris’de sakin bir hayat yaşıyorum. Çok eğlenceli bir film ve çok eğlenceli bir karakteri canlandırıyorum bu yüzden çok mutluyum. Oktay, bu film için uzun zamandır çalışıyordu şimdi emeklerinin meyvesini alma zamanı geldi. Oktay için, bu film için İstanbul’dayım'' dedi.
İstanbul ve İzmit’te kurulacak özel bir plato da 4 hafta da çekilecek filmde ayrıca Zerrin Arıkan,Lemi Filozof, Sümer Tilmaç, Özay Fecht, Gülüm Baltacıgil, Muhammed Solihu ve Emmanuel Mele Jason rol alacak. Mc Dandik'in Kasım ayında vizyona girmesi planlanıyor.

0 yorum:

Robert Downey Jr, Yenilmezler 2 ve 3 İle Geri Dönüyor




Haftalar süren dedikodulardan sonra Robert Downey Jr.'un gelecek iki Yenilmezler (The Avengers) filmlerine geri döneceği açıklandı. Filmin yapımcılığını üstlenen Marvel, açıklamayı Perşembe günü yaptı. Hayranlar Demir Adam olarak bilinen oyuncunun seriye geri dönmesini bekliyordu ama Robert Downey Jr. verdiği bir kaç röportajda rolü tekrarlamayabileceğini belirtmişti.
Robert Downey Jr.'un iki Yenilmezler filmi için bir anlaşma imzalamasına rağmen henüz Iron Man 4 için dönüp dönmeyeceği belli değil. İlk Yenilmezler'in yönetmeni Joss Whedon ikinci filmin kadrosunda Robert Downey Jr. olmazsa filmi yönetmeyeceğini söylemişti.

0 yorum:

Yıldız Savaşları VII İçin Aranan Oyuncu Tipleri Açıklandı



Geçen her gün Yıldız Savaşları VII hakkında yeni haberler geliyor. Lucasfilm'in doğruladığı bir listeye göre stüdyo, yeni film için oyuncu aranan yedi karakterin detaylarını açıkladı. Bu liste, ABD'de oyuncu ajanslarına yollandı. Bleeding Cool'un haberine göre liste aşağıdaki karakter detaylarından oluşuyor:

'16-19 yaş arası, bağımsız, espri anlayışı iyi olan güzel bir kız'

'20li yaşlarında erkek, akıllı ve espritüel, yakışıklı ama klasik güzellikte değil'

'20li yaşlarında erkek, yakışıklı ve kendine güvenli'

'70li yaşlarında erkek, güçlü fikirlere ve görünüşe sahip, yakışıklı olmasa da olur'

'Genç bir kız, 16-19 yaş arası, sert, akıllı ve güzel'

'40lı yaşlarında erkek, yakışıklı, asker tipli'

'30lu yaşlarında erkek, entellektüel, yakışıklı olmasa da olur'

0 yorum:

Quentin Tarantino'ya 5. Lumiere Ödülü




Ünlü yönetmen Quentin Tarantino, Fransa'da düzenlenen Lumiere-Grand Lyon Festivali'nde 5. Lumiere Ödülü'nü alacak. Bu ödülü önce alan isimler ise Clint Eastwood, Milos Forman, Gérard Depardieu ve Ken Loach olmuştu.
Lyon Lumiere Enstitüsü'nün organize ettiği festival 14-20 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Festivalde ayrıcaIngmar Bergmang (The Seventh Seal), Hal Ashby (Harold and Maude, Being There) ve Fransız sinemacı Henri Verneuil (Guns for San Sebastian) onurlandırılacak.

0 yorum:

Almanya’dan Yepyeni Filmler seçkisi



İstanbul Modern Sinema, Goethe-Institut Istanbul işbirliğiyle bu yıl beşinci kez düzenlenecek olan Almanya’dan Yepyeni Filmler seçkisi, 6-16 Haziran 2013 tarihleri arasında seyirciyle buluşuyor.



 Artık gelenekselleşen gösterim programında, yılın öne çıkan, uluslararası festivallerde gösterilmiş veödül kazanmış Alman filmleri yer alıyor. Küratörlüğünü Goethe-Institut Istanbul Müdürü Claudia Hahn-Raabe, İstanbul Modern FilmProgramları Yöneticisi Müge Turan, sinema yazarı Engin Ertan ve Goethe-Institut Istanbul Film Projeleri Sorumlusu Fügen Uğur’un üstlendiği program bu yıl “Yeni Yollar” başlığını taşıyor. Seçkide yer alan filmler, hayatında yeni bir sayfa açan, yeni bir başlangıç deneyen veya olaylara yeni bir perspektiften bakmaya çalışan karakterleri, birbirinden çok farklı hikayelerle perdeye taşıyor. Programda Berlin Film Festivali’nde büyük ilgi gören Ramon Zürcher’in “Tuhaf Bir Kedicik”, “Almanya’nın Brokeback Mountain’ı” olarak nitelendirilen 
Stephan Lacant’ın “Serbest Düşüş”, Barbara Sukowa’nın müthiş bir performans sergilediği Margarethe von Trotta’nın “Hannah Arendt” ve yapımcıları arasında Fatih Akın’ın da yer aldığı hınzır bir müzik belgeseli olan “Fraktus” gibi filmler yer alıyor.
 
Hannah Arendt, 2012
Almanya, 35mm, Renkli, 113’, Almanca/ İngilizce
Yönetmen: Margarethe von Trotta
Oyuncular: Barbara Sukowa,  Axel Milberg, Janet McTeer, Julia Jentsch, Ulrich Noethen
 
1960 yılında Kudüs'te Yahudi soykırımının baş sorumlularından biri olan Adolf Eichmann mahkeme önündedir. Ünlü filozof ve yazar Hannah Arendt ise davayı New Yorker adına izlemektedir. Karşısında bir canavar bulacağını düşünürken yalnızca ortalama bir bürokratla karşı karşıya olduğunu fark eder. Dava üzerine kaleme aldığı makalede ortaya attığı  “kötülüğün sıradanlığı” teziyse büyük tepki çeker. Ünlü yönetmen Margarethe von Trotta’nın favori oyuncusu Barbara Sukowa ile altıncı ortak çalışması, geçtiğimiz yüzyılın en önemli düşünürlerinden Hannah Arendt’in yaşamından kesitler sunuyor. Sukowa’ya En İyi Kadın Oyuncu dalında Lola ödülü kazandıran “Hannah Arendt”, bu yıl İstanbul Film Festivali’nin de en çok ilgi gören filmlerindendi.
 
Tuhaf Bir Kedicik (Das Merkwürdige Kätzchen), 2013
Almanya, Blu-ray, Renkli, 72’, Almanca
Yönetmen: Ramon Zürcher
Oyuncular: Jenny Schily, Anjorka Strechel, Mia Kasalo, Luk Pfaff , Matthias Dittmer
Bu yıl Berlinale’de Forum bölümünde gösterilen “Tuhaf Bir Kedicik” festivalin en hoş sürprizlerinden birisi olarak anılmıştı. Hatta IndieWire sitesinin yazarları “Tuhaf Bir Kedicik”i Berlin Film Festivali’nin en iyi 10 filminden birisi olarak seçmişti. Zürcher’in filmi Nisan ayındaKopenhag’daki CPH:PIX festivalinde de Yeni Yetenek Büyük Ödülü’nü kazandı. Bir öğrenci filminin (dffb’de usta yönetmen Béla Tarr’ın verdiği bir seminerin bitirme projesi olarak çekilmiş) böylesi bir başarıya ulaşacağını kimse tahmin etmemiş olmalı... İki kardeş ailelerinin evine ziyarete giderler. Akrabalarla birlikte yenecek bir yemekte yaşananlar son derece gündelik küçük detaylarla doludur; bir kedi ve köpek, bozuk bir çamaşır makinesi, portakal kabuklarıyla yapılan bir deney, kopmuş bir düğme... Birileri giderken birileri gelir, bir hareketin ardından bir başkası, edilen bir sözün peşinden bir diğeri... Zürcher’in filminin en büyük başarısı, gündelik hayatın saçmalıklarıyla yarattığı sürükleyici koreografide yatıyor.
 
Serbest Düşüş (Freier Fall), 2013
Almanya, Blu-ray, Renkli, 100’, Almanca
Yönetmen: Stephan Lacant
Oyuncular: Hanno Koffler, Max Riemelt, Katharina Schuttler, Maren Kroymann 
Marc genç ve geleceği parlak bir polistir. Babasıyla aynı mesleği seçmiş ve hep ailesinin beklentilerini yerine getirmiştir. Hamile kız arkadaşıyla birlikte anne ve babasının yakınına, taşraya taşınır. Ancak katıldığı eğitim programı sırasında odasını paylaştığı meslektaşı Kay ile yaşadıklarından sonra, özel hayatının temelleri sarsılmaya başlar. Marc bir yandan Kay'ın kendisine gösterdiği duygusal ve cinsel ilgiyi karşılıksız bırakamaz, diğer yandan da kız arkadaşı Bettina'dan ve orta sınıf hayatının konformizminden vazgeçemez. Bu yıl Berlin Film Festivali’nde Perspektive Deutsches Kino bölümüne açılış filmi olarak seçilen “Serbest Düşüş” eleştirmenlerden çok olumlu tepkiler almıştı. Eleştirmenler “Serbest Düşüş”ün küçük bir kasabada ve polis teşkilatı içerisindeki homofobiyi işlemekteki başarısına dikkat çekerken, kimileri filmi “Brokeback Mountain” ile de karşılaştırmıştı. Stephan Lacant’ın filminin en büyük kozuysa kuşkusuz başrol oyuncuları Hanno Koffler ve Max Riemelt. Son dönem Alman sinemasının iki gözde aktörü canlandırdıkları karakterler arasındaki tutkuyu eksiksiz şekilde perdeye taşıyorlar.  
 
Benim Güzel Yurdum (Die Brücke am Ibar), 2012
Almanya, Blu-ray, Renkli, 88’, Sırpça/ Hırvatça 
Yönetmen: Michaela Kezele
Oyuncular: Zrinka Cvitešic, Mišel Maticevic, Andrija Nikcevic, Miloš Mesarovic
Kosova, 1999... Sırplar ve Arnavutlar arasında savaş sürerken Danica iki oğlu Vlado ve Danilo ile birlikte, çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu bir mahallede yoksul bir hayat sürmektedir. Oğullarının babasını Arnavutlar öldürmüştür. Danilo o günden beri tek bir kelime bile konuşmamaktadır. Vlado sürekli okuldan kaçmaktadır ve kimseyle ilişki kuramamaktadır. Tüm bu koşullara ve yaşananlara rağmen normal bir hayatı sürdürmeye çalışan ailenin kapısını bir gün ağır yaralı bir asker çalar. Ramiz bir Kosova Kurtuluş Ordusu mensubudur ve Sırp askerlerden kaçmaktadır. Danica'nın evinde saklanmak ister. Danica çocuklarını ve kendini tehlikeye attığını bile bile Ramiz'i saklamayı kabul eder. Geçtiğimiz ay Ankara’da Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde de gösterilen “Benim Güzel Yurdum”, Nürnberg Türkiye/Almanya Film Festivali’nde de En İyi Film seçilmiş ve Seyirci Ödülü’nü kazanmıştı.
 
Fraktus (Fraktus – Das letzte Kapitel der Musikgeschichte), 2012
Almanya, Blu-ray, Renkli, 92’, Almanca/ İngilizce / İspanyolca
Yönetmen: Lars Jessen
Oyuncular: Devid Striesow, Heinz Strunk, Rocko Schamoni, Jacques Palminger
Lars Jessen imzalı “Fraktus”,  Rob Reiner imzalı meşhur mockumentary (uydurma belgesel) “This Is Spinal Tap”i örnek alıyor ve onun gibi bir kült olma yolunda ilerliyor.  80’li yılların başında kurulmuş  Alman grubu Fractus’u duymuş muydunuz? Muhtemelen hayır. Ancak Westbam’den Scooter’a, Blixa Bargeld’den Dieter Meier’e pek çok ünlü müzisyen Fraktus’un öneminin altını çiziyorlar. Bazı müzik yazarlarına göre bu avantgart elektro-pop grubu olmasaydı tekno türü de asla doğamazdı... Ancak bir konserlerinde çıkan yangın ve grup içi çekişmelerden dolayı Fraktus kısa zaman içerisinde dağıldı ve unutuldu. Pek başarılı sayılmayacak bir müzik menajeri olan Roger Dettner ise onlara eski itibarlarını kazandırmakta kararlı. Bir film ekibi eşliğinde grup üyelerinin izini sürüyor ve onları yeniden birleşmeleri için ikna etmeye çalışıyor. Filmin vizyona girdiği dönemde grubun “eski kayıtları”nın dijital olarak yeniden elden geçirildiği bir best ofalbümü, YouTube’a yüklenen “80’lerden kalma” video klipler ve bir konser turnesi Fraktus’u gerçekten fenomene dönüştürdü. Yapımcıları arasında Fatih Akın’ın da yer aldığı bu müzik ‘belgesel’i yılın en eğlenceli filmlerinden.
 
We Are Modeselektor / Biz Modeselektor’uz (2013)
Yönetmenler: Romi Agel & Holger Wick
Gernot Bronsert ve Sebastian Szary... Ya da günümüzün en başarılı elektronik müzik gruplarından Modeselektor. Özellikle bazı şarkılarında Thom Yorke’un vokal yapması ertesinde uluslararası alanda dikkat çeken Alman grup, stüdyo albümleri ve dillere destan canlı performanslarıyla dünyanın dört bir yanında sayısız insana ulaştı, Björk’ten Radiohead’e kadar pek çok önemli müzisyen ve grup için remix yaptı. Birkaç yıl önce konser vermek için İstanbul’a da gelen Modeselektor, ülkemizde de bir hayran kitlesine sahip. Romi Agel ve Holger Wick’in yönettiği bu belgesel, Doğu Almanya’da büyüyen Bronsert ve Szary’nin, birleşme sonrası Almanya’da teknoyu keşfetmeleri ve taşrada kendi imkânlarıyla müzik yapmayı öğrenmelerinden başlıyor, oradan bugünkü büyük başarılarına kadar geliyor. “Biz Modeselektor’uz” böylecesadece grubun tarihini anlatmıyor; elektronik müziğin 90’lardan bu yana Almanya’da gördüğü ilginin, o yıllarda yeni yeni gelişen bu kültürün yaratıcıları ve tüketicileri için Berlin’in bir mabede dönüşmesinin de izlerini sürüyor. Bronsert ve Szary’nin kendi arşivlerinden gelen video ve fotoğraflar 90’ların kulüp kültüründen ilginç ayrıntılar sunarken, Modeselektor’un konser görüntüleri, sahne arkasına dair anlar, grubun yakın çevresiyle yapılan söyleşiler de belgeselde yer alıyor. Apparat veya Ellen Allien gibi başka ünlü elektronik müzik sanatçıları da kamera önüne geçiyorlar.
 
 
3 Oda 1 Salon (Drei Zimmer/Küche/Bad), 2012
Almanya, Blu-ray, Renkli, 118’, Almanca
Yönetmen: Dietrich Brüggemann
Oyuncular: Jacob Matschenz, Anna Brüggemann, Robert Gwisdek, Alice Dwyer
Bir önceki filmi “Kaç Kaçabilirsen” ile iki yıl önce Almanya’dan Yepyeni Filmler programında yer alan Dietrich Brüggemann bu sefer “3 Oda 1 Salon” ile karşımızda. Film bir yıl boyunca Berlin’deki sekiz kişilik bir arkadaş grubunu takip ediyor. Yirmili yaşlarındaki bu genç insanlarfilmin başından sonuna kadar taşınma halindeler. Taşınmalar hiç bitmiyor, çünkü hayat sürekli devam ediyor. İlişkiler bitiyor, yeni aşklar başlıyor, işler değişiyor, aileler dağılıyor... Ancak her seferinde ne kadar süreceği bilinmeyen yeni bir şey başlıyor. Yönetmene göre, zaten hayatın kendisi de bir yerden diğerine taşınmalardan oluşmaz mı? Brüggemann, tıpkı “Kaç Kaçabilirsen”de olduğu gibi, kız kardeşi Anna ile birlikte capcanlı bir senaryoya imza atmış. Genç yetişkinlerin dünyasını müthiş şekilde kavrayan bu film, dinamik anlatımı ve müzikleriyle de aynı yaş grubundan seyircilerin kalbini çalmaya aday.
 
Unutma Beni (Vergiss mein nicht), 2012
Almanya, Blu-ray, Renkli, 88’, Almanca 
Yönetmen: David Sieveking 
Oyuncular: Gretel Sieveking, Malte Sieveking, David Sieveking
Genç Alman yönetmen David Sieveking, birkaç yıl önce çektiği, David Lynch’i ve transandantal meditasyonu konu alan belgeseli “David Wants to Fly” ile ses getirmişti. Yeni filmi “Unutma Beni” ise kendi kişisel tarihine, ailesinin geçmişine bakıyor. Alzheimer hastası annesi Gretel’in bakımını üstlenmek için birkaç haftalığına çocukluğunun geçtiği eve dönen ve bu süreci kamerasıyla belgeleyen Sieveking, aslında anne ve babasının kendi hayal ettiğinden çok farklı bir çift olduğunu öğreniyor. Anne ve babasının özel hayatına dair öğrendikleriyle kendi geçmişine de ışık tutuyor. “Unutma Beni” Alzheimer hastalığına, yaşlılığa ve ölüme dair iyimser bir bakışı koruyor. Sieveking’in filmi Almanya’da çok olumlu eleştiriler almış, pek çok uluslararası festivale davet edilmiş ve ödüller kazanmıştı.
 
 
Silvi, 2013
Almanya, Blu-ray, Renkli, 97’, Almanca
Yönetmen: Nico Sommer
47 yaşındaki Silvi, beklemediği bir anda kocası tarafından terk edilir. Birden bire hayatı darmadağın olmuştur. Her şeye yeniden başlamaya karar verir ama bunu nasıl yapacaktır? Merak, özlem, çaresizlik, saflık ve bir o kadar da cesaretle, yeni erkeklerle tanışmanın yollarını aramaya başlar. İnternet ilanları bir çözüm olabilir belki ama Silvi’nin talihine genellikle tek gecelik ilişkiler ve henüz alışık olmadığı cinsel fanteziler çıkar. Yönetmen Sommer, belgesele yakın bir tarzla, orta yaşlı kadın kahramanının cinselliği yeniden keşfetme sürecini perdeye taşıyor. Bu yıl Berlin Film Festivali’nde Perspektive Deutsches Kino bölümünde gösterilen “Silvi” özellikle oyuncularının doğal performansları ve mizahı elden bırakmayan anlatımıyla dikkat çekiyor.
 
Ehliyeti Bakkaldan mı Aldın?  (You Drive Me Crazy), 2012
Almanya, Fransa, Blu-ray, Renkli, 84’, İngilize / Almanca / Hintçe / Japonca / Korece
Yönetmen: Andrea Thiele
Kültür çatışmaları sinemanın, özellikle de komedi türünün en sevdiği temalardan biridir. Andrea Thiele’nin bu son derece eğlenceli belgeselinin konusu da yine kültür çatışmaları. Tokya’da yaşayan Amerikalı Jake, Mumbai’de yaşayan Alman Mirela ve Münih’te yaşayan Güney KoreliHye-Won... Üçünün de derdi aynı: kendi ülkelerinde aldıkları sürücü belgesi, yeni bir hayat kurmaya çalıştıkları ülkelerde geçerli değil. Yani  tekrar ehliyet sınavına girmeleri gerekiyor. Ve bu yeni ülkenin kurallarına uyum sağlamaları sandıklarından çok daha zor. Thiele’nin filmi DOK Leipzig ve SXSW festivallerinin programlarına seçilmiş ve olumlu eleştiriler almıştı.

0 yorum:

Copyright © 2013 Sinedünya and Blogger Templates - Anime OST.